Sunday, January 25, 2009

100 Al-Aadiyaat

Rahman Rahim olan Allah'ın adıyla



(1) Soluk soluğa koşan (at)lara andolsun,
بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ 

وَٱلْعَٰدِيَٰتِ ضَبْحًۭا ﴿١﴾
(2) (Tırnaklarıyla) Ateş saçanlara,
فَٱلْمُورِيَٰتِ قَدْحًۭا ﴿٢﴾
(3) Sabah vakti baskın yapanlara.
فَٱلْمُغِيرَٰتِ صُبْحًۭا ﴿٣﴾
(4) Derken, orada tozu dumana katanlara,
فَأَثَرْنَ بِهِۦ نَقْعًۭا ﴿٤﴾
(5) Bununla bir (düşman) topluluğun orta yerine kadar dalanlara.
فَوَسَطْنَ بِهِۦ جَمْعًا ﴿٥﴾
(6) Gerçekten insan, Rabbine karşı nankördür.
إِنَّ ٱلْإِنسَٰنَ لِرَبِّهِۦ لَكَنُودٌۭ ﴿٦﴾
(7) Ve gerçekten, kendisi buna şahiddir.
وَإِنَّهُۥ عَلَىٰ ذَٰلِكَ لَشَهِيدٌۭ ﴿٧﴾
(8) Muhakkak o, mal sevgisinden dolayı (bencil ve cimri tutumundan) çok katıdır.
وَإِنَّهُۥ لِحُبِّ ٱلْخَيْرِ لَشَدِيدٌ ﴿٨﴾
(9) Yine de bilmeyecek mi? Kabirlerde olanların 'deşilip dışa atıldığı,'
۞ أَفَلَا يَعْلَمُ إِذَا بُعْثِرَ مَا فِى ٱلْقُبُورِ ﴿٩﴾
(10) Göğüslerde olanların derlenip-devşirildiği zamanı?
وَحُصِّلَ مَا فِى ٱلصُّدُورِ ﴿۰١﴾
(11) Şüphesiz, o gün Rableri, kendilerinden gerçekten haberdardır.
إِنَّ رَبَّهُم بِهِمْ يَوْمَئِذٍۢ لَّخَبِيرٌۢ ﴿١١﴾

No comments:

Post a Comment