Sunday, January 25, 2009

96 Al-Alaq

Rahman Rahim olan Allah'ın adıyla



(1) Yaratan Rabbin adıyla oku.
بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ 

ٱقْرَأْ بِٱسْمِ رَبِّكَ ٱلَّذِى خَلَقَ ﴿١﴾
(2) O, insanı bir alak'tan yarattı.
خَلَقَ ٱلْإِنسَٰنَ مِنْ عَلَقٍ ﴿٢﴾
(3) Oku, Rabbin en büyük kerem sahibidir;
ٱقْرَأْ وَرَبُّكَ ٱلْأَكْرَمُ ﴿٣﴾
(4) Ki O, kalemle (yazmayı) öğretendir.
ٱلَّذِى عَلَّمَ بِٱلْقَلَمِ ﴿٤﴾
(5) İnsana bilmediğini öğretti.
عَلَّمَ ٱلْإِنسَٰنَ مَا لَمْ يَعْلَمْ ﴿٥﴾
(6) Hayır; gerçekten insan, azar.
كَلَّآ إِنَّ ٱلْإِنسَٰنَ لَيَطْغَىٰٓ ﴿٦﴾
(7) Kendini müstağni gördüğünden.
أَن رَّءَاهُ ٱسْتَغْنَىٰٓ ﴿٧﴾
(8) Şüphesiz, dönüş yalnızca Rabbinedir.
إِنَّ إِلَىٰ رَبِّكَ ٱلرُّجْعَىٰٓ ﴿٨﴾
(9) Engellemekte olanı gördün mü?
أَرَءَيْتَ ٱلَّذِى يَنْهَىٰ ﴿٩﴾
(10) Namaz kıldığı zaman bir kulu.
عَبْدًا إِذَا صَلَّىٰٓ ﴿۰١﴾
(11) Gördün mü? Ya o (kul) doğru yol üzerinde ise,
أَرَءَيْتَ إِن كَانَ عَلَى ٱلْهُدَىٰٓ ﴿١١﴾
(12) Ya da takvayı emrettiyse.
أَوْ أَمَرَ بِٱلتَّقْوَىٰٓ ﴿٢١﴾
(13) Gördün mü? Ya (bu engellemek isteyen) yalanlıyor ve yüz çeviriyor ise.
أَرَءَيْتَ إِن كَذَّبَ وَتَوَلَّىٰٓ ﴿٣١﴾
(14) O, Allah'ın gördüğünü bilmiyor mu?
أَلَمْ يَعْلَم بِأَنَّ ٱللَّهَ يَرَىٰ ﴿٤١﴾
(15) Hayır; eğer o, (bu tutumuna) bir son vermeyecek olursa, andolsun, onu perçeminden tutup sürükleyeceğiz;
كَلَّا لَئِن لَّمْ يَنتَهِ لَنَسْفَعًۢا بِٱلنَّاصِيَةِ ﴿٥١﴾
(16) O yalancı, günahkar olan alnından.
نَاصِيَةٍۢ كَٰذِبَةٍ خَاطِئَةٍۢ ﴿٦١﴾
(17) O zaman da meclisini (yakın çevresini ve yandaşlarını) çağırsın.
فَلْيَدْعُ نَادِيَهُۥ ﴿٧١﴾
(18) Biz de zebanileri çağıracağız.
سَنَدْعُ ٱلزَّبَانِيَةَ ﴿٨١﴾
(19) Hayır; ona boyun eğme (Rabbine) Secde et ve yakınlaş.
كَلَّا لَا تُطِعْهُ وَٱسْجُدْ وَٱقْتَرِب ۩ ﴿٩١﴾

No comments:

Post a Comment