Sunday, January 25, 2009

87 Al-A'laa

Rahman Rahim olan Allah'ın adıyla



(1) Rabbinin Yüce ismini tesbih et,
بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ 

سَبِّحِ ٱسْمَ رَبِّكَ ٱلْأَعْلَى ﴿١﴾
(2) Ki O, yarattı, 'bir düzen içinde biçim verdi',
ٱلَّذِى خَلَقَ فَسَوَّىٰ ﴿٢﴾
(3) Takdir etti, böylece yol gösterdi,
وَٱلَّذِى قَدَّرَ فَهَدَىٰ ﴿٣﴾
(4) 'Yemyeşil-otlağı' çıkardı.
وَٱلَّذِىٓ أَخْرَجَ ٱلْمَرْعَىٰ ﴿٤﴾
(5) Ardından onu kuru, kara bir duruma soktu.
فَجَعَلَهُۥ غُثَآءً أَحْوَىٰ ﴿٥﴾
(6) Sana okutacağız, sen de unutmayacaksın.
سَنُقْرِئُكَ فَلَا تَنسَىٰٓ ﴿٦﴾
(7) Ancak Allah'ın dilediği başka. Çünkü O, açıkta olanı da bilir, saklı duranı da.
إِلَّا مَا شَآءَ ٱللَّهُ ۚ إِنَّهُۥ يَعْلَمُ ٱلْجَهْرَ وَمَا يَخْفَىٰ ﴿٧﴾
(8) Ve seni kolay olan için başarılı kılacağız.
وَنُيَسِّرُكَ لِلْيُسْرَىٰ ﴿٨﴾
(9) Şu halde, eğer 'öğüt ve hatırlatma' bir yarar sağlayacaksa, 'öğüt verip hatırlat.'
فَذَكِّرْ إِن نَّفَعَتِ ٱلذِّكْرَىٰ ﴿٩﴾
(10) Allah'tan ‘İçi titreyerek korkan’ öğüt alır-düşünür.
سَيَذَّكَّرُ مَن يَخْشَىٰ ﴿۰١﴾
(11) 'Mutsuz-bedbaht' olan ondan kaçınır.
وَيَتَجَنَّبُهَا ٱلْأَشْقَى ﴿١١﴾
(12) Ki o, en büyük ateşe yollanacaktır.
ٱلَّذِى يَصْلَى ٱلنَّارَ ٱلْكُبْرَىٰ ﴿٢١﴾
(13) Sonra onun içinde o, ne ölür, ne yaşar.
ثُمَّ لَا يَمُوتُ فِيهَا وَلَا يَحْيَىٰ ﴿٣١﴾
(14) Doğrusu, temizlenip arınan felah bulmuştur;
قَدْ أَفْلَحَ مَن تَزَكَّىٰ ﴿٤١﴾
(15) Ve Rabbinin ismini zikredip namaz kılan.
وَذَكَرَ ٱسْمَ رَبِّهِۦ فَصَلَّىٰ ﴿٥١﴾
(16) Hayır siz, dünya hayatını seçip üstün tutuyorsunuz.
بَلْ تُؤْثِرُونَ ٱلْحَيَوٰةَ ٱلدُّنْيَا ﴿٦١﴾
(17) Ahiret ise daha hayırlı ve daha süreklidir.
وَٱلْءَاخِرَةُ خَيْرٌۭ وَأَبْقَىٰٓ ﴿٧١﴾
(18) Şüphesiz bu, önceki sahifelerde vardır;
إِنَّ هَٰذَا لَفِى ٱلصُّحُفِ ٱلْأُولَىٰ ﴿٨١﴾
(19) İbrahim'in ve Musa'nın sahifelerinde.
صُحُفِ إِبْرَٰهِيمَ وَمُوسَىٰ ﴿٩١﴾

No comments:

Post a Comment